MUST / HAVE TO İngilizcede Zorunluluk
İngilizcede zorunluluk ( obligation ) ve kuraldan bahsederken " must " ve " have to " kullanırız. Daha öncede belirtmiştik; yardımcı fiillerden sonra esas fiili kullanırız.
telaffuz :
Must / mast / ; meli,malı
have to / hev tu / zorunda olmak
I must wear a tie in the school. Okulda kravat takmalıyım.
I have to wear a suit in our company. Şirkette takım elbise giymek zorundayım.
We live in a small town and we have to walk a long way to the city center. Küçük bir kasabada yaşıyoruz ve şehir merkezine uzun bir yürüyüş yapmak zorundayız.
Not : must ve have to dan sonra kullanılan fiiller esas fiillerdir.
Yukarıda görüldüğü gibi iki şekilde zorunluluk ( yada kural ) ifadeleri kullandık. Peki ikisi arasındaki fark ne ?
" Must " daha çok resmi ve yazılı kurallar içindir. "Have to" ise günlük konuşmalarda kullandığımız zorunluluktur. Fakat ortak kullanıldığı yerlerde vardır :
1. Emir verirken ve birilerini yönlendirirken
We must fasten our seat belt in the car. Arabada kemerimizi takmalıyız.
We have to fasten our seat belt in the car.
Arabada kemerimizi takmak zorundayız.
You have to come before 10. Saat 10'dan önce gelmek zorundasın.
2. Zorunlu ve önemli gördüğümüz olaylar için ;
I must get a new laptop. Yeni bir laptop almalıyım.
I have to get a new laptop. ( .....zorundayım )
I have to do this task now. Bu görevi şimdi yapmak zorundayım.
3. Ayrıca tavsiye ettiğimizde de kullanırız:
You must see that film. O filmi görmelisin.
Negative Froms
Mustn't
Bütün özneler ( he-she-you-we vb. ) için aynı şekilde kullanıldığına dikkat ediniz. )
When you go abroad, you mustn't forget your passport. Yurtdışına çıktığında pasaportunu unutmamalısın.
You mustn't talk without teacher's permission. Öğretmenin izni olmadan konuşmamalısın.
We mustn't forget your seat belt while in the car. Arabadayken kemerini takmayı unutmamalıyız.
don't have to
I don't have to take my laptop for this trip. Bu gezi için laptopu yanıma almak zorunda değilim.
She doesn't have to get up early this morning. Bu sabah erken kalkmak zorunda değil.
"she-he" özneleri için " don't" olumsuzluk ekinin " doesn't " olduğuna dikkat ediniz. Ancak anlam aynıdır.
" Don't ve doesn't have to " olumsuzluk fiillerini geçmiş zamanda " didn't have to " olarak kullanırız ve bütün şahıslar için aynıdır.
I didn't have to come to the Saturday Course because it was cancelled.
Cumartesi kursuna gelmek zorunda değildim çünkü iptal edilmişti.
He didn't have to come
She didn't have to come
You didn't have to come
We didn't have to come
!Dikkat edilirse geçmiş zamanda bütün kullanımlar aynıdır.!