1
Much / maç / çok
Many / meni / çok , pekçok
" Much " daha çok sayılamayan tekil isimlerde kullanılır. Genellikle olumsuz ve sorularda kullanırız.
I haven't got much time Çok vaktim yok.
That computer doesn't cost much. Bu bilgisayar çok tutmaz.( mal olmaz )
How much time do we have ? Ne kadar vaktimiz var.
" many "
Sayılabilen isimlerde " çok, pekçok " anlamında kullanılır.
Many Teachers like giving homeworks. Pekçok öğretmen ödev vermeyi sever.
How many of you like to play soccer ? Kaç taneniz futbol oynamak istiyor ?
Many teenagers use mobile today.
" a lot of "
Pek çok, çok
Normal ifadelerde " much - çok " yerine "a lot of " kullanırız. Çünkü "much" daha çok olumsuz ifadelerde kullanılır.
She has got a lot of confidence while speaking in front of people. İnsanların önünde konuşurken öz güveni çok.
I have got a lot of friends in this school. Bu okulda çok arkadaşım var.
little, a little, a bit
telaffuz / lidıl/
"little" az miktarı ifade ederken kullanılır.
I eat little honey. Az bal yerim.
You walk little these days. Bu günlerde az yürüyorsun.
I need to do a little / a bit exercise these days. Bu günlerde biraz egzersize ihtiyacım var.
"a bit" , "a little " dan biraz daha günlük sokak diline yakındır. ( informal = resmi olmayan )
a few, few, several, a couple of
Sayılabilen isimlerle kullanılır ve "birkaç" anlamı verir.
We have a few members in Spanish club. İspanyolca klübünde birkaç üyemiz var.
" a couple of " 2 yada 3 anlamı verir :
I have been very busy in this school for a couple of years. Bu okulda2-3 yıldır çok yoğunum.
a few ile few, a little ile little arasındaki fark nedir diye sorduğunuzu tahmin ediyorum.
Hatırlatma : few ile a few sayılabilen isimlerle " birkaç " anlamında a little ve little ise sayılamayan isimlerle "biraz " anlamında kullanılır. Fark ise ;
a few = çok değil fakat yeterli miktarda ( I have got a few CDs for the lesson )
few = hem çok değil hem de yeterli değil ( He has few friends here. )
a little ve little içinde aynı ifadeler geçerlidir = yeterli olup olmama.
enough
yeter/ yeteri kadar
telaffuz / inaf /
I haven't got enough time to help you today. ( yeteri kadar vakit)
She is not tall enough to reach to the shelf. ( yeteri kadar uzun )
İkinci cümlede " enough" kelimesinin sıfattan sonra kullanıldığına dikkat ediniz.