I ran as fast as he could.
Daha önceki yazılarımızda karşılaştırma ( comparative ve superlative ) yaparken aşağıdaki ayrıntıları öğrenmiştik ;
Tek heceli sıfatları karşılaştırırken ; - er , -r , ier, ve than , en anlamı için ise - est
tall - taller ( daha uzun )- the tallest ( en uzun )
Jane is taller than Lusie. Jane Lusie 'den daha uzun.
Jane is the tallest in our class. Jane sınıfımızın en uzunu.
short - shorter- the shortest
nice - nicer- the nicest
wide - wider- the widest
big - bigger- the biggest
hot - hotter- the hottest
pretty - prettier- the prettiest
happy - happier - the happiest
Düzensiz yani yukarıdaki gibi kurallı olmayanlar . Düzensiz sıfatlar 6 tanedir. Ezberlemek kolay.
good - better- the best ( iyi - daha iyi- en iyi )
This is the best price for you. Bu sizin için en iyi fiyat
bad - worse- the worst ( kötü- daha kötü - en kötü )
far - further- the furthest ( uzak - daha uzak - en uzak )
little - less - the least ( az - daha az- en az )
much - more - the most ( çok - daha çok - en çok )
many - more- the most
İki ve daha fazla hece varsa - more than ve the most eklerini kullanıyorduk :
popular - more popular than.. ( ...ndan daha popüler )- the most popular ( en popüler )
Internet is more popular than television nowadays. Son günlerde internet tv'den daha popüler.
important - more important than.. - the most important ( en önemli )
as... as / kadar
İki nesne ya da insanın aynı özellikte olduklarını as.. as kalıbı ile belirtiriz ;
His car is as expensive as my car. Onun arabası benimki kadar pahalı.
I ran as fast as he could. Onun kadar hızlı koşabildim.
I should save money as much as possible. Yapabildiğim kadar para biriktirmeliyim.
Our flat is ( not ) as big as their flat. Bizim dairemiz onların ki kadar büyük ( değil ).
the same as...
Their house is the same size as ours. Onların evi bizimki ile aynı ölçülerde.
enough
Sorry, I haven't got enough food for you. Üzgünüm sizin için yeteri kadar yemek yok.
She can't run fast enough. Yeteri kadar hızlı koşamıyor.
I have worked enough so I am really tired. Yeteri kadar çalıştım bü yüzden çok yorgunum. )